12.07.2025 - Web sitemize hoş geldiniz.

Çocuklar Yarınların Sessiz Mimarları

Hasan Budak

Yazarın şu ana kadar yazılmış 1 makalesi bulunuyor.

Sevgili Okurlar;
Çocuk… Kimi zaman bir gülüş, kimi zaman bir soru işareti. Kimi zaman kucağımıza aldığımızda içimizi ısıtan bir varlık, kimi zaman da geleceğin aynasında beliren siluet. Bugün onlara ne verirsek, yarın onu bizden daha büyüğüne dönüştürüp bize iade edecek olan muazzam birer potansiyel. Çocuk sadece bir yaş grubu değil, aynı zamanda toplumların vicdanıdır.

Bu hafta, kalemimi biraz daha içten, biraz daha özenle tutmak istedim. Çünkü çocuklar yalnızca ebeveynlerin, öğretmenlerin ya da devletin değil; hepimizin ortak sorumluluğudur. Onlara bırakacağımız dünya kadar, onların içinde büyüyeceği zihinsel ve duygusal iklim de önemlidir.

Çocukluk: En Değerli Sermaye

Bir çocuğun dünyayı ilk tanıdığı yer ailesidir. Sevgi, şefkat ve güven bu evrenin temel taşlarıdır. Ama ne yazık ki her çocuk bu temel duygularla büyümüyor. Kimi zaman ekonomik yetersizlikler, kimi zaman ihmaller, kimi zaman da toplumun yanlış öğretileri çocukluk denen o kısa ama etkili süreci zedeliyor.

Oysa çocukluk, insanın kendini keşfettiği, dünyaya dair ilk duygularını öğrendiği, özgüveninin temellendiği en önemli dönemdir. Bu dönem, aynı zamanda insanın “insan” olma yolculuğundaki ilk adımıdır. Onlara vereceğimiz her olumlu davranış, ileride daha sağduyulu bireylerin temelini oluşturacaktır.

Teknolojinin Çocuklukla İmtihanı

Günümüz çocukları teknolojiyle neredeyse doğar doğmaz tanışıyor. Tabletler, telefonlar, bilgisayarlar… Her biri birer bilgi hazinesi ama aynı zamanda da potansiyel bir tehlike. Doğru kullanılmadığında, ekran bağımlılığı; yanlış kullanıldığında ise çocukların zihinsel ve duygusal gelişimini olumsuz etkileyen bir canavara dönüşebiliyor.

Çocuklarımızı teknolojiden uzak tutmak gerçekçi bir yaklaşım değil ama onlara dijital okuryazarlık kazandırmak zorundayız. Sadece neye baktıkları değil, nasıl düşündükleri önemli. Eleştirel düşünme, yaratıcı ifade ve dijital sorumluluk gibi beceriler artık çocuk eğitiminde temel taşlardan biri olmalı.

Eğitim Sistemi ve Çocuk Ruh Sağlığı

Ne yazık ki, pek çok ülkede olduğu gibi bizde de eğitim sistemleri hâlâ çocukların potansiyelini geliştirmekten çok, onları sınavlarla yarıştırmaya odaklanıyor. Sınav odaklı bir sistem, çocuğun yalnızca akademik değil, duygusal gelişimini de zedeliyor. Kaygı, stres ve tükenmişlik sendromu artık ilkokul çağındaki çocuklarda bile rastlanan durumlar haline geldi.

Bu noktada okul rehberlik servisleri, psikolojik destek mekanizmaları ve aile bilinci çok kritik rol oynuyor. Çocuğun sadece başarısını değil, mutluluğunu da önemseyen bir sistem inşa etmeliyiz. Çünkü mutsuz bir çocuk, ileride ne kadar başarılı olursa olsun, o başarıyı iç huzuruyla taşıyamaz.

Oyunun Gücü

Belki de çocukların en çok ihtiyaç duyduğu ama en çok ellerinden alınan şey: Oyun. Oyun sadece vakit geçirme yöntemi değil; aynı zamanda öğrenmenin, sosyalleşmenin ve duygusal ifadenin en doğal yolu. Bir çocuk oyun oynarken hayal kurar, keşfeder, başarısız olur ve yeniden dener.

Ancak günümüzde çocukların oyun alanları daralıyor. Sokaklar artık güvenli değil, parklar yetersiz, okullarda teneffüs süreleri bile kısıtlı. Halbuki oyunsuz bir çocukluk, eksik bir gelişimdir. Daha fazla yeşil alan, daha fazla güvenli oyun alanı inşa etmek sadece bir belediyecilik hizmeti değil, bir sosyal sorumluluktur.

Söz Hakkı: Çocukların Dinlenme Hakkı

Belki de çocuklara yapacağımız en büyük iyilik, onları gerçekten dinlemek. Ne hissettiklerini, ne düşündüklerini, neye ihtiyaç duyduklarını… Çocuklar sadece eğitim almaya değil, fikirlerini ifade etmeye de ihtiyaç duyarlar. Onları sadece konuşulan değil, konuşan bireyler olarak görmek; özgüvenlerini besler ve birey olma süreçlerini destekler.

Çocuğun konuşmasına izin vermek, yetişkinin egemenliğini kaybetmesi değil; geleceği olan bir insanın doğmasına izin vermektir. Bu da toplumsal olarak olgunlaşmamızın bir göstergesidir.

Hepimizin Çocuğu

Sokakta çalışan çocuklar, okuldan uzak kalanlar, şiddete maruz kalanlar… Onlar yalnızca ailesinin ya da devletin değil, hepimizin çocuğu. Gördüğümüz her mağduriyet karşısında sessiz kalıyorsak, bizler de o sistemin bir parçası haline geliyoruz demektir.

Çocuk hakları sadece 20 Kasım’da hatırlanacak bir tema değil. Her gün, her an hatırlamamız gereken bir sorumluluktur. Çünkü bir çocuğun yaşadığı her olumsuzluk, toplumun geleceğine kazınmış bir izdir.

Son Söz

Çocuklara değer vermek, geleceğe değer vermektir. Onlara sadece iyi bir eğitim değil; güvenli bir çevre, sağlıklı bir ruh hali, özgürce oyun oynayabilecekleri alanlar ve kendilerini ifade edebilecekleri ortamlar sunmalıyız. Her bir çocuk, dünyayı daha iyi bir yer yapacak potansiyel bir yıldızdır. Bizlere düşen görev, o yıldızın ışığını kısmamak, tam tersine parlamasına destek olmaktır.

Unutmayalım; çocuklar bizim geleceğimiz değil, aynı zamanda bugünümüzdür. Onları sadece büyütmeyelim, dinleyelim, anlayalım ve birlikte büyüyelim.

YAZARIN SON YAZILARI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

🎶 Yayın İslahiye'den