07.11.2025 - Web sitemize hoş geldiniz.

Korkutmak Değil Kazanmak: KURGAN Döneminde Vergi Barışının Akılcı Gerekliliğ

Prof. Dr. Ayhan Erdem

Yazarın şu ana kadar yazılmış 8 makalesi bulunuyor.

Yeni Dönem: KURGAN ve Vergi Denetiminde Dijital Gözetim Çağı

Türkiye’de 1 Ekim 2025 itibarıyla fiilen uygulamaya giren KURGAN (Kuruluş Gözetimli Analiz Sistemi), vergi denetiminde bir dönüm noktasıdır.
Bu sistem, e-Fatura, e-Arşiv, e-Defter, MASAK, SGK, Gümrük ve Bankacılık verilerini entegre ederek mükellefleri anlık veri analiziyle izleyen bir yapay zekâ platformudur.
Amaç, sahte belge düzenleme ve kullanımıyla etkin mücadele etmek; yani devletin “bilgiyi denetime dönüştürmesi”dir.

Bu hedef teknik olarak yerindedir; çünkü klasik denetim, yıl sonu incelemesine dayanır ve çoğu zaman geriden gelmektedir.
Ancak, her dijital reformun olduğu gibi bu dönüşümün de ekonomik ve psikolojik bir geçiş maliyeti vardır.

 Gerçek Ekonomi: Faiz, Kur ve Finansman Sıkışıklığı

KURGAN’ın uygulamaya girdiği tarih, Türkiye ekonomisinin en sıkışık dönemlerinden birine denk gelmektedir.
Faiz oranları yüksek, kur baskısı sürüyor, reel sektörün finansmana erişimi ise oldukça güçtür.
Konkordato ilan eden firma sayısındaki artış, işletmelerin nakit akışındaki bozulmanın açık göstergesidir.

Bu tabloda firmaların temel önceliği “yaşamak” yani üretmek, istihdamı sürdürmek, borcunu çevirmektir.
Böyle bir iklimde vergi cezalarının artırılması, teminat uygulamalarının genişletilmesi ve özellikle VUK 359 kapsamlı hapis riskinin yaygınlaşması, mükelleflerin üzerinde ciddi bir psikolojik baskı yaratmaktadır.
Bu baskı, vergi uyumunu teşvik etmek yerine korku üretmeye başlarsa, sonuç tam tersi olur: kayıt dışılık artar.

Hukuki Çerçeve: KURGAN, VUK 359 ve Yargıtay Gerçeği

Yargıtay’ın onlarca kararında açıkça görüyoruz:

  • Gerçek bir işlem varsa ama miktar farklıysa bu “muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge”,
  • Gerçek bir işlem yoksa **“sahte belge”**dir.

Bu ayrım, 2002’den 2021’e kadar tüm Yargıtay 11. Ceza Dairesi kararlarında korunmuştur.
Ancak uygulamada, bu ayrım çoğu kez “otomatik risk puanlamasıyla” bulanıklaşma riski taşımaktadır.
KURGAN verisi bir “delil” değil, sadece “ön analiz”dir. Rehber de bunu açıkça söylemektedir.
Ama pratikte müfettişler, bu veriyi kanaat oluşturmanın merkezi unsuru haline getirirse, masumiyet karinesi zedelenir.

Vergi hukukunda kast esastır; “bilmeden sahte belge kullanma” suç değildir.
Ancak 1 Ekim sonrası dönem, “bilme ihtimali vardı” gerekçesiyle bu çizgiyi tehlikeli biçimde genişletmektedir.
Bu da hem vergi yargısında hem ceza mahkemelerinde dava patlaması riskini doğuruyor.

 Ekonomik Sonuç: Uyum mu, Kayıt Dışılık mı?

Vergi denetiminin amacı ceza değil, tahsilattır.
KURGAN ile hedeflenen denetim yoğunluğu, doğru yönetilmezse ters etki doğurabilir:

  • İşletmeler “yanlış anlaşılma korkusuyla” ticaretten çekilebilir,
  • Belgesiz işlem oranı artabilir,
  • Vergi tabanı daralır,
  • Yargı sistemi (vergi mahkemesi, istinaf, Danıştay, Yargıtay) yüz binlerce dosyayla kilitlenir.

Zaten hâlihazırda vergi uyuşmazlıkları Türkiye yargı sistemindeki en kalabalık dava türlerinden biridir.
Bir de her “riskli işlem” doğrudan suç duyurusuna konu olursa, bu yük yönetilemez hale gelir.

Akılcı Çıkış: Ekonomik Suça Ekonomik Ceza

Vergi kaçakçılığı elbette cezalandırılmalıdır; ancak “ekonomik suça ekonomik ceza” prensibi, çağdaş vergi hukukunun temelidir.
Örneğin Almanya, Fransa ve İtalya’da vergi kaçakçılığı cezaları hapis yerine yüksek oranlı para cezası + tahsil garantisi ile çözülür.
Amaç “hapsetmek” değil, “geri almak”tır.

KURGAN sistemi henüz oturmamışken cezaları ağırlaştırmak, sistemi cezalandırıcı bir refleksle başlatmak anlamına gelir.
Bu, güveni değil korkuyu büyütür.
Oysa dijital denetim sistemleri güvenle çalışır; mükellef devlete inanırsa sistem işler.

Politik Öneriler: Geçişi Yumuşatmak, Tahsilatı Arttırmak

Bu noktada rasyonel ve adaletli birkaç politika adımı kaçınılmaz görünmektedir:

  1. Önceki Yılları da kapsayan 2025 Matrah Artırımı acilen gündeme alınmalıdır.
    Bu, hem geçmiş dönem risklerini sıfırlar hem KURGAN sistemine temiz başlangıç sağlar.
  2. Vergi Barışı sadece af değil, uyum mekanizması olarak kurgulanmalıdır.
    Öneri: Faiz hariç taksitlendirme + geçmiş dosyalar için “kastın yokluğu” halinde ceza indirimi.
  3. VUK 359 yeniden düzenlenmelidir.
    • “Sahte belge” ile “yanıltıcı belge” açıkça ayrılmalı.
    • Kast unsuru somut kriterlerle tanımlanmalı.
    • KURGAN risk verileri sadece destekleyici unsur sayılmalıdır.
  1. TÜRMOB ve meslek mensupları güçlendirilmelidir.
    Mali müşavir, KURGAN sürecinde hem filtre hem rehberdir. Risk analizinde “ön kontrol yetkisi” verilmelidir.
  2. Ekonomik Suça Ekonomik Ceza Reformu başlatılmalıdır. Hapis cezası yerine para cezası + sicil puanı sistemi uygulanabilir.
  3. KURGAN Geçiş Dönemi Rehberi hazırlanmalı, sistemin ilk 12 ayı “deneme dönemi” sayılmalıdır.

Sosyolojik Boyut: Devletle Barış, Vatandaşla Güven

Vergi, sadece teknik bir işlem değil, toplumsal bir sözleşmedir.Devlet, mükellefi denetler ama aynı zamanda onunla “ortaklık” kurar. Bu ortaklıkta korku değil güven egemen olmalıdır. Bugün reel sektörün beklentisi “barışma fırsatı”dır: Af değil, adaletli bir sıfırlama; yeniden başlama şansı. Ekonomik yükün ağırlaştığı, finansman maliyetlerinin boğucu hale geldiği bir dönemde; mükellefi cezalandırarak değil, kazanarak gelir artırmak mümkündür.

Sonuç Yerine;

Kayıtlı Kalan Kazanır, Ama Sistemin de Kazandırması Gerekir

KURGAN sistemi teknolojik bir devrimdir ama ekonomik bağlam göz ardı edilirse, iyi tasarlanmış bir sistem bile kötü sonuçlar doğurabilir.
Vergi denetimi caydırıcı olmalı, ama aynı zamanda adil olmalıdır. Korkutmak yerine teşvik eden, cezalandırmak yerine uyum sağlayan bir yaklaşım şart. “Vergi adaleti, mükellefin dürüstlüğü kadar, devletin de makul olmasına bağlıdır.” Dolayısıyla bugün yapılması gereken, mükellefi sisteme kazandırmak; kayıt dışılığı değil, kayıtlılığı ödüllendirmektir.

Korkutmak değil, kazanmak zamanı.
KURGAN sistemini bir cezalandırma aracı değil, vergi barışının altyapısı olarak kurgulamak, hem devletin tahsilatını artırır hem ekonomiye nefes aldırır.

Bu ülke üretmeden, üreteni küstürerek büyüyemez.

Prof.Dr.Ayhan ERDEM

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ
🎶 Yayın İslahiye'den